NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
حَدَّثَنَا
ابْنُ
إِدْرِيسَ
عَنْ
مُحَمَّدِ بْنِ
عَمْرٍو
بِهَذَا
الْحَدِيثِ
بِإِسْنَادِهِ
زَادَ فِيهِ
قَالَ فَإِنْ
بَكَتْ أَوْ
سَكَتَتْ
زَادَ بَكَتْ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
وَلَيْسَ بَكَتْ
بِمَحْفُوظٍ
وَهُوَ
وَهْمٌ فِي
الْحَدِيثِ
الْوَهْمُ
مِنْ ابْنِ
إِدْرِيسَ أَوْ
مِنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
الْعَلَاءِ قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَرَوَاهُ
أَبُو عَمْرٍو
ذَكْوَانُ
عَنْ
عَائِشَةَ
قَالَتْ يَا رَسُولَ
اللَّهِ إِنَّ
الْبِكْرَ
تَسْتَحِي
أَنْ
تَتَكَلَّمَ
قَالَ
سُكَاتُهَا
إِقْرَارُهَا
Şu (önceki 2093.)
hadisi, İbn İdris de Muhammed b. Amr'dan aynı senedle rivayet etti (Ancak İbn
îdris bu rivayetinde) hadise (şunu) ekledi:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Eğer ağlarsa ya da susarsa," (bu onun iznidir)
buyurdu. (İbn îdris bu rivâyetiyle sadece) ağlarsa (kelimesini) ilave etmiş
oldu.
Ebu Dâvud dedi ki:
"Ağlarsa" (kelimesi) mahfuz değildir; O, bu hadiste (râvilere ait)
bir vehim'dir. (Bu) vehim, ya İbn İdris'e ya da Muhammed b. Alâ'ya aittir. Ebu
Davud sözüne şöyle devam etti. "Bu hadisi Ebu Amr Zekvân da Hz. Aişe'den
(şu sözlerle) rivayet etti: (Hz. Aişe): "Ya Resûlallah bakire kız
konuşmaktan utanır" dedi. (Nebi s.a.v. de:) "Onun devamlı sükûtu,
kabul etmesidir." buyurdu.
Diğer tahric. Buhari,
nikah; Müslim, nikah; Nesaî, nikah
AÇIKLAMA:
2093 numaralı hadis-i
şerifte "Yetim kızın izni alınır" denildiği halde burada *'bekâr
kızın izni alınır" denilmesi, bu
iki cümle arasında bir farklılık bulunduğunu göstermez. Çünkü sözü geçen
hadis-i şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi "yetim kız" sözü aynı
zamanda bulûğa ermiş kız anlamına da gelmektedir. Nitekim Nesâî'-nin rivayet
ettiği bir hadis-i şerif de şu mealdedir: "Peygamber (s.a.v.):
"Evlenmeleri hakkında kadınların görüşlerini alınız." buyurdu.
Resulullah'a "bakire utanır, sükût eder (onun izni nasıl alınabilir?) diye
soruldu. Resulullah (s.a.v.) de:
"Kızın sükut
etmesi, izin vermesidir," buyurdu.[Nesaî, nikah]